Cilt Lekeleri

Tedavi seçenekleri:

1. Enzim peeling: Enzim peeling her tip melazma tipine uygulanabilir ve başarı oranı çok yüksek olan bir leke tedavisidir. Bu tedavide leke görüntüsünden sorumlu olan biyokimyasal süreçteki tirozinaz enzimi durdurulur. Bu sayede leke oluşumu tamamen durdurulur, mevcut lekeler ortadan kalkar. Her tip lekeye uygulanabilmekle beraber, yüzeysel melazmada çok daha başarılı sonuçlar elde edilir.
2. Kimyasal peeling: Kimyasal peeling tedavisinde özellikle yüzeysel ve karışık tip melazma çok başarılı tedavi edilebilir. Kimyasal peeling tedavisinde amaç çeşitli meyve asitleri kullanılarak ciltte leke görüntüsüne neden olan fazlalıkların yok edilmesidir. Bu tedavide ciltte hafif soyulmalar olur. Bazen ihtiyaç halinde çok daha derin soyulmalar da sağlayabiliriz. Kimyasal peeling tedavisi yaz sonrası uygulanabilen bir tedavi yöntemidir.
3. Mezoterapi: Mezoterapi melazmada en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Mezoterapide amaç, lekeli bölgedeki derinin altına leke açıcı tedavi ürünlerini uygulamaktır. Yaklaşık 1 cm aralıklarla, çok ince iğne uçları ile yapılan bu tedavi yönteminin avantajları; her mevsim yapılabiliyor olması, ciltte bir soyulma etkisi yaratmaması ve beraberinde ciltte gençleşme etkisi de yaratıyor olmasıdır.
4. PRP: PRP tedavisi de melazmada çok etkili olan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavide kişinin kendisinden alınan kan özel işlemlerden geçirilerek ayrıştırılır ve sarı plazma kısmı lekeli olan bölgelere enjekte edilir. Uygulaması aynı mezoterapi gibi olan bu yöntemin avantajları; her mevsim yapılabiliyor olması, kişinin kendi kanından elde edildiği için herhangi bir alerji riski taşımaması ve beraberinde cildin kalitesini arttırmasıdır.
5. Dermaroller ya da dermapen: Dermaroller veya dermapen tedavileri melazma tedavisinde kullanılan diğer yöntemlerdir. Bu tedavilerde cilt altında mikrokanallar açılır, bu yolla ciltte bulunan büyüme faktörleri açığa çıkarılır ve bu kanllardan tedavi ürünleri cilt altına yollanabilir. Dermaroller tedavisi mezoterapiye benzer etkide olup, yaz mevsiminde de uygulanabilen etkili bir tedavidir.
6. Lazer: Lazer tedavisi de bir diğer leke tedavi yöntemidir. Lazer tedavisinde lekeli olan bölgelere atışlar yapılmakta ve lekeli alanlar tedavi edilmektedir. Lazer tedavisi çok koyu tenlilere yapılamaz. Ayrıca yaz mevsiminin bitiminde uygulanması gereken bir tedavi yöntemidir.

Tüm bu tedavi yöntemleri lekelerde açılmayı sağlar. Ancak bazen bu tedavilerin tek başına yapılması yeterli olmayıp birkaç tedavi yöntemi kombine olarak uygulanabilir. Mezoterapi + PRP, Lazer + PRP, kimyasal peeling + dermaroller gibi…

Leke tedavisinde başarılı olmanın temel noktaları vardır. Bu temellere uyulduğu takdirde başarı mutlaka elde edilecektir. Leke tedavisindeki bu temeller:

1. Lekenin düzeyinin bir dermatoloji uzmanı tarafından belirlenmesi,
2. Leke tedavi protokolüne dermatolog kontrolünde düzenli olarak uyulması, tedavi sürecine uyum gösterilmesi,
3. Doğru mevsimde doğru leke tedavi programının uygulanması,
4. Hastaya dermatolog tarafından önerilen ev tedavi ürünlerinin düzenli olarak kullanılması,
5. Mevsim ne olursa olsun, güneş koruyucu krem ya da losyonların mutlaka doğru bir şekilde kullanılmasıdır.

Biz dermatologların sıkça kullandığı bir cümle vardır: ‘Leke daima tekrarlayabilir!’. Evet leke tedavi edildikten sonra bile bazen tekrarlayabilir. Ancak hasta doktoruna güvendiği sürece en dirençli lekeler bile tedavi edilebilir.

Güneşe bağlı olan lekeler: Güneşe fazla maruz kalınması sonucu cildimizde istenmeyen lekeler ortaya çıkabilir.

Melasma: Özellikle güneş ışınlarının dik geldiği alın, elmacık kemiklerinin üstü, dudak üstü gibi bölgelerde yoğun olmak üzere net sınırlı kahverengi lekelere verilen isimdir. Bu lekeler sadece derinin üst tabakasına (epidermis) , sadece derinin daha derin tabakasına (dermis) ya da her iki tabakaya birden aynı anda yerleşebilir. Özel Wood lambası muayenesi ile lekenin derinliği tespit edildikten sonra leke tedavisi yapılır.

Solar lentigo: Yıllar içerisinde maruz kalınan güneş ışınlarının etkisiyle ortaya çıkar. Sıklıkla sırt, dekolte bölgesi ve el üstünde yerleşen, küçük kahverengi lekelerdir. Özellikle güneş koruyucu kullanmadan güneşlenen kişilerin sırt ve dekolte bölgesinde çok sayıda mürekkep damlamış görüntüsü şeklindeki lekelerdir. Bu lekelerin ilerleyen zamanlarda kanserleşme gibi bir riski bulunmamaktadır. Sadece kozmetik olarak rahatsız edici olabilirler.

Kloasma: Gebelikteki hormonların etkisiyle oluşan, alın, yanak ve dudak üstüne sıklıkla yerleşen net sınırlı kahverengi lekelerdir. Gebelikte hormonların etkisi ile artabilen bu lekeler bazen ilk gebelikte ortaya çıkmazken, ikinci ve/veya diğer gebeliklerde ortaya çıkabilir. Bu nedenle gebelik sürecinde kimyasal içeriği olmayan uygun mineral güneş koruyucu krem kullanılmalıdır.

Sütlü kahve lekeleri (Café u’late): Nedeni tam olarak belli olmayan, açık kahverengi renkli, vücudun herhangi bölgesine yerleşebilen, net sınırlı lekelerdir. Adından da anlaşıldığı gibi rengi açık kahverengi olan bu lekelerin boyutları değişkendir. Bazen büyük çapta olabilen bu leklerin kanserleşme gibi bir özellikleri yoktur. Sadece kozmetik anlamda kişiyi rahatsız edebilirler.

Postlezyonel hiperpigmentasyon: Vücutta çıkan bir deri hastalığı sonrasında, yapılan bir kozmetik işlemin sonrasında; vücuda yapılan bir uygulamanın (epilasyon, radyofrekans, lazer…) sonrasında , yanık sonrasında ya da vücuda uygulanan herhangi medikal bir tedavi sonrasında geride kalan istenmeyen kahverengi lekelere verilen isimdir. Postlezyonel hiperpigmentasyon tedaviye direnç gösterebilen bir leke çeşididir. Bu nedenle tedavi sürecinin her adımına harfiyen uyulmalıdır.

Bu lekelerin dışında kıl dönmesi sonrasında özellikle bacaklarda oluşan nokta şeklindeki kahverengi lekeler, koltuk altı ve kasık bölgesinde ortaya çıkan istenmeyen lekeler, göz kapağında yerleşen Ota nevus, sıklıkla omuz bölgesine yerleşen Becker nevus, parfüm ya da deriye uygulanan herhangi bir kozmetik ürün sonrası gelişen kahverengi lekeler de diğer leke tiplerini oluşturmaktadır.

Cilt lekelerinin birçok çeşidi vardır. Bu lekelerden en sık rastladığımız; genelde alında, yanaklarda parça parça şekilde yerleşen melazma dediğimiz lekelerdir.

Melazmanın bazı oluşum sebepleri bulunmaktadır:

1. Genetik yatkınlık: Bazı ciltler genetik olarak melazma oluşumuna eğilimlidir. Özellikle ailede bu tip lekelenmesi olanlar daha küçük yaşlardan itibaren güneş koruyucu kremleri kullanmalıdır.
2. Hormonal sebepler: Bazı hormon değişiklikleri ciltte melazma oluşumunu tetikleyebilir. Bunlardan en önemlisi hamilelik ve doğum sonrası oluşan lekelerdir. Hamilelik sürecindeki hormonal değişiklikler, lekelerin oluşmasını tetikleyebilir.
3. Güneş ışınları: Özellikle genetik yatkınlığı olan kişiler uzun süre güneşten korunmadan güneş ışınlarına maruz kalırsa, bu ciltte lekelerin oluşmasına neden olabilir. Bazen birkaç yıl sonrasında, bazen ise sadece bir yaz mevsimi sonrasında ciltte ciddi lekelenmeler oluşabilir.
4. Yanlış kozmetik ürün kullanımı: Bazı kozmetik ürünlerin içerisinde cildimizi yenileyici asitler bulunmaktadır. Bu ürünler yanlış kullanıldığında, melazma tipi cilt lekeleri ortaya çıkabilir.
5. Yanlış kozmetik uygulamalar: Çok esmer ciltlilere yanlış olarak peeling ve lazer uygulamaları yine yaz mevsiminde cilt soyucu kozmetik işlemlerin uygulanması ciltte istenmeyen lekelerin oluşmasına neden olabilir. Bu sebeple kozmetik işlemlerin doğru uygulanmasıı çok önemlidir.