Saç Ekimi / Dermatolog Doktor Öykü Çelen

mesoPRP.jpg

Saç dökülmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. En sık saç dökülme sebeplerinin başında genetik dökülme gelmektedir. Genetik dökülmeye ‘Androgenetik Alopesi’ adını da vermekteyiz. Andro genetik saç dökülmesi erkeklerde önden ya da tepe bölgesinden başlar ve dökülmenin şiddetine göre dökülme alanı da genişler. Kadınlarda ise bu tip dökülme genel olarak tepe bölgesinde seyrelmeler ve saç tellerinde incelmeler şeklinde kendini gösterir. Genetik sebeplerin dışında saç dökülmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bunlar daha çok çevresel sebeplerdir ki; stres, mevsimsel değişiklikler, vitamin eksiklikleri, kullanılan bazı ilaçlar, beslenme düzensizlikleri bunlardan sadece birkaç tanesidir.

Androgenetik saç dökülmesinde dökülmenin şiddetine göre bazı evreler bulunmaktadır. Hafif başlangıç evresindeki saç dökülmesi evre 1 olarak kabul edilirken, tam kelliğe yaklaşan dökülmenin evresi evre 6 olarak kabul edilir. Evre ne olursa olsun, dökülmenin olduğu alanlarda kıl kökü hasarı varsa ve medikal tedaviler ile herhangi başarı şansımız kalmadıysa; en doğru tedavi yöntemi saç ekimidir. Saç ekimi saç dökülmesinin evresine göre tek seans ya da birkaç seans yapılabilir. Ekim sonrası kıl köklerini kuvvetlendirmek çok önemlidir. Bu amaçla ekimden hemen sonrasında 1 seans destek PRP yapılır. PRP kişinin kendi kanının alınması, santrifüj işlemi ile plazma kısmının ayrıştırılması ve bu plazma kısmındaki trombositlerdeki büyüme faktörlerinin kıl köklerini güçlendirmesini sağlayan tedavi yöntemidir. Ekim sonrası birkaç gün sonra, saç yıkama işlemi yapılır. Bu işlem sonrasında yapılacak 1 seans MesoPRP, yeni ekilen köklerin tutunmasını maksimum düzeye çıkaracaktır. MesoPRP çok özel bir tedavi protokolüdür. Özel olmasının nedeni, tedavi formülünün her hastada farklı olmasıdır.

Tedavi başlangıcında, hastanın kıl kökleri dermatolog tarafından muayene edilir. Muayenede kıl kökleri dermoskopik olarak değerlendirilir. Dermoskopik değerlendirmede; kıl kökleri ve saçlı deri 100 kat kadar büyütülerek değerlendirme yapılır. Köklerin tutunma güçlerine ve saçlı derinin kıl köklerini tutma kapasitesine göre, kişiye özel destek tedavi solüsyonu hazırlanır. Bu tedavi solüsyonu hastanın kendisinden alınan kandaki plazma ile kişiye özel oranlarda kombine edilerek güçlendirilir. Güçlendirilmiş solüsyon gereken bölgelere enjekte edilir. MesoPRP ile desteklenen kıl köklerinin; tutunma oranları, kıl köklerinin tutunduğu derinin kan dolaşımı ve yeni kıl köklerinin kalitesi artış gösterir. Bu sayede yapılan saç ekiminin başarı oranı büyük oranda artar.

MesoPRP’nin avantajları:

– Tamamen uzman doktor tarafından yapılan bir tedavi yöntemi olması,

– Ekim sonrası kıl köklerinin birkaç gün dinlendirilmesinden sonra yapılıyor olması,

– Ekim sonrası birkaç gün sonrası, kıl köklerinin detaylı dermoskopik muayenesi sonrası, ihtiyaca göre düzenleniyor olması,

– Formülün tamamen kişiye özel olarak hazırlanıyor olması,

– PRP yoluyla, kök hücre tedavi desteğinin yapılıyor olması,

– Saç ekimi başarısını büyük oranda arttırıyor olmasıdır.


FUT.jpg

Saç ekiminde ilk kullanılan yöntemdir. Bugün için yerini daha çok FUE yöntemine bırakmıştır. FUE yöntemi için uygun olmayan hastalarda veya bazı özel durumlarda tercih edilmektedir. FUT yönteminde saçların alınacağı bölge lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra şerit halinde çıkartılır. Çıkartılan bu şeritten mikroskop altında saç kökleri ayıklanır ve dizilir. Şerit çıkartıldıktan sonra alınan bölge estetik bir şekilde dikilir. Mikroskop altında ayrıştırılan saç kökleri ekim yapılacak bölgeye kanallar açılarak yerleştirilir.


FUE.jpg

Saçlı deride, iki kulak arkasındaki ense bölgesinde yer alan saç kökleri hormonal ve hastalıklara bağlı dökülmelere dirençli olduğundan dökülmezler. Saçların genetik olarak korunduğu bu bölge saç ekimi için en güvenlir donör (verici) bölgedir.

Operasyonun ilk aşaması saçların alınacağı bölgenin lokal anestezi uygulanarak uyuşturulması işlemidir. İşlem bölgesel anestezi ile yapıldığından hasta operasyon süresince uyanık kalır, TV seyredebilir, yemek yiyebilir, gazete-kitap okuyabilir, ancak acı duymaz.

İkinci aşamada ise bu işlem için geliştirilen özel cihazlarla saç kökleri foliküler ünite şeklinde hazır olarak çıkarılır. Diğer bir deyişle saç kökleri “tek tek” çıkartılır. Özenle yerinden çıkartılan saç kökleri steril şartlarda hazırlanmış petri kutularına yerleştirilir. Saç köklerinin alınması ile ekimi arasındaki geçen sürede çıkartılan saç kökleri çeşitli solüsyonlar ve saçın büyümesini sağlayan ilaçlar içeren bu kutularda muhafaza edilir. Kliniğimizde bu işlem için PRP (trombositten zengin plazma) ve çeşitli saç köklerini uyarıcı özel ilaçlar kullanılır.

Üçüncü aşamada ekim yapılacak bölgeye kanallar açılır. Kanalların yönü ve sıklığı saç ekim başarısını etkileyen en önemli faktördür. Kanal boyutlarının küçük olması alınan saç köklerinin deri içine tam oturmasını sağlar. Kanalların yönü doğal saç yönleri ile paralel olmalıdır. Uygun sıklıkta ve dağılımda ekilmeyen saçlarda göze hoş görünmeyen sonuçlar doğar. Kliniğimizde bu işlem titizlikle yapılır. Daha önceki fotoğraflarınıza ve derinizin yapısına bakılarak kanallara uygun açı verilir. Bu aşamada bir diğer önemli konu ise ön saç çizginin belirlenmesidir. Saç cerrahisin başarısını iyi planlanmış bir ön saç çizgisi belirler. Çünkü iyi planlanmamış bir ön çizgi kişinin görünümünü olumsuz etkileyebileceği gibi ileriki yaşantısında psikolojisini olumsuz etkiler. Ayrıca ikinci bir tamir amaçlı saç cerrahisine yol açar. Ön saç çizgisi simetrik ve uyumlu olmalıdır. Kişinin yüz şekli ve anatomik yapısı ile orantılı şekilde olmalıdır. Ayrıca bu özelliklerin yanında saçın dökülme şekline uygun olarak belirlenmelidir. Kliniğimizde bu işlem bilimsel literatür eşliğinde ve estetik ölçümler yapılarak gerçekleştirilir.

Operasyon sonrası

Kliniğimizde operasyon sonrasında ekim yapılan bölgeye hiçbir şey kapatılmaz. Saçların alındığı bölgede yer alan bandaj ekim sonrası ilk gün kontrolünüzde çıkartılır. Bandaj çıkarıldıktan sonra, dışardan bakıldığında herhangi bir operasyon izi görülmez. Saçların alındığı bölgenin çabuk iyileşmesini sağlayan ve enfeksiyon gelişimini önleyecek ilaçlar reçete edilir ve kullanımları anlatılır.

Hasta operasyon sonrası hemen evine gidebilir. İşlem sonrasında ilk gün yıkama yapılmaz. İşlemden 2-3 gün sonra ilk yıkama işlemi kliniğimizde yapılır.

Ekim yapılan saçlar operasyonu takiben 3-4 hafta sonra dökülmeye başlarlar. Ekilen saç kökleri zaman içinde tekrar uzamaya ve çıkmaya başlarlar. Bu süreç için 3-6 ay arasında zaman gereklidir.


on_sac_cizgisi.jpg

Saç ekim işleminde en önemli aşamalardan biri ‘ön saç çizgisi’ nin restarasyonudur. Saç ekimi kalitesini ve başarısını gösteren en önemli parametrelerden biridir. Kötü dizayn edilmiş bir ön çizgi kişinin görüntüsünde ömür boyu taşıyacağı olumsuzluklara yol açabilir. Ön çizgi belirlemede kullandığımız belli başlı kriterler vardır. Bunlar;

  1. Kişinin saçları dökülmeden önceki fotoğrafları,Bu bilgi bize sağlıklı bir ön saç çizgisi belirlemede yol gösterici olur.
  2. Ön orta hat noktası,Bu nokta çoğu kişide görünür haldedir. İleri evre saç dökülmesi olanlarda bu nokta görülmeyebilir. Bu noktanın kaş orta noktasına uzaklığı 6-10 cm arasında değişebilir.
  3. Alın kaslarının başlangıç ve bitiş noktaları,Yaşla birlikte alın kaslarında zayıflama olur ve ön saç çizgisi 1 cm kadar aşağı kayabilir.
  4. İki kaş arasındaki orta noktanın ön saç çizgisine uzaklığı,
  5. ‘Temporofrontal açı’ dediğimiz yan saç çizgisinin ön saç çizgisi ile yaptığı açı,
  6. ‘Frontal tufted area’ dediğimiz ön orta hatta yer alan saç yoğunluğu,Bir kişiye karşıdan ilk bakıldığında dikkati çeken bölgedir. Bu bölgenin yoğun ve sık olması gerekmektedir.

sac_dokulmesi_tedavisi.jpg

Saç dökülmesinin sebepleri incelendiğinde en çok karşılaşılan sebepler; hormonal dengesizlik, tiroid bozukluğu, dengesiz beslenme, çeşitli ilaçların kullanımı ve anemi (kansızlık) ‘tır.

Literatürde Saç dökülmesine sebep olan 100’e yakın hastalık vardır. Bu hastalıklara baktığımızda en sık görülenler; Erkek Tipi (MPH), kadın tipi (FPH) ve telogen effluvium tipidir.

Erkek tipi saç dökülmesi (Androgenetik Alopesi)

Bilinen en yaygın saç dökülmesi tipidir. Sadece erkeklerde değil kadınlarda da sık sık görülür. Sebepleri araştırıldığında 2 temel faktör karşımıza çıkar:

  1. Genetik Faktör: Ailedeki birinci veya ikinci derece akrabalarda benzer dökülmeler görülebilir.
  2. Hormonal Faktör: Hormonlardan kaynaklanan dökülmelerin asıl nedeni erkeklik hormonu olan testosteronu dihidrotestosterona (DHT) dönüştüren 5-Alfa Redüktaz enzimi olduğu düşünülmektedir. Dihidrotestosteron (DHT), etkisini saç kökleri üzerinde bulunan androjen reseptörlerine bağlanarak göstermektedir. Dihidrotestosteron ( DHT) saç köklerinin yaşam döngülerinin kısalmasının sebeplerindendir. Bu dönüşümler tekrarlandıkça saç biraz daha zayıflar. Zayıflayan saçlarda süreç tamamlandıkça incelme ve dökülmeler gerçekleşir.

İnsanlarda saç gelişimi doğumdan önce genetik olarak belirlenmektedir. Dökülmenin sebebi, saç köklerinin DHT’ye karşı gösterdiği aşırı duyarlılıktır. DHT’nin Testosterona oranı ne kadar fazla olursa saç dökülme süreci bununla birlikte hızlanır.

Yukarıda bahsettiğimiz konulardan anlaşılacağı üzere kişinin saç dökülmesi DHT düzeyine bağlı olup erkeklik hormonunun miktarının önemi yoktur.

Saç dökülme süreci saçların incelmesi ile başlar. Daha sonra saçların rengi açılır. Eskisine göre daha fazla seyrekleşir. Ve son aşamada ise saç kökü tamamen yok olur.

Genetik faktörde belirttiğimiz gibi babanın saçının olmaması çocuğunda da saç dökülmesi olacağı anlamına gelmez. Saç kaybı anne ve babadan gelen genlerin tesadüfi birleşmesiyle ortaya çıkmaktadır.

Ense kısmımızda iki kulak arasında kalan bölgedeki saçlara “kalıcı saçlar” denir. Kalıcı saçların kökleri DHT’ye karşı genetik bir duyarlılığı bulunmamaktadır. Bu sebepten bu bölgede saçlarda ömür boyu dökülme olmaz.



© Copyright 2007 – 2019 | Dermatolog Dr. İ.Öykü Çelen | Tüm Hakları Saklıdır.



© Copyright 2007 – 2019 | Dermatolog Dr. İ.Öykü Çelen | Tüm Hakları Saklıdır.